1- İnsan sağlığı açısından 

Kazadan sonra Rusya hükümeti radyasyon nedeniyle bölgeyi bütün insanlara ve basına kapatmıştır. Ve patlama dünya halklarına geç bildirilmiştir. 

Karadeniz halkının sağlık durumu araştırması bilerek yapılmamıştır Kaza anında Çernobil`de insanlar ölmüş, kazanın ardından Çernobil`e yakın yerde yaşayanlar ilk bir yıl içinde hızla ölümler yaşamaya başlamıştır. Karadeniz`de ise şu anda çok sayıda insan kanserle mücadele etmektedir ve çoğu da yaşamlarını kaybetmektedir. Bölgede ölü doğumlar, bebek ölümleri gibi durumlar dram düzeyindedir. 

Patlayan Çernobil nükleer santrali, şu anda tonlarca betonun altına gömülmüştür ve hala radyasyon yayma tehlikesi içindedir. Dünyada 99 nükleer santral kazası vardır ve 57`si 1986`da olan Çernobil kazasından sonra olmuştur. Ancak devletler ve hükümetler bu kazaları halklardan saklamaktadır. 

İşte nükleer santral bu acılar, korkular ve tehlikeler demektir.

2- Çevre Sağlığına Etkisi açısından 

Bir nükleer santralin, sistemi soğutmak için bir günde sirküle ettiği su miktarı (kaynar suyu dışarı akıtarak yerine soğuk su alma işlemi)- 4 milyar litre sudur. Akkuyu`nun kullanmak istedikleri deniz suyu ortalama sıcaklığı 6 ay boyunca 31 derecedir. Bu su soğutmada kullanılamayacak kadar ılıktır ve de milyarlar litre dökülen kaynar su Akdeniz`i mahvetmeye yetecektir. Kaynar suyun vereceği buhar ise ayrı bir tehdittir. Bunun gibi doğaya vereceği radyasyon yöredeki hertürlü doğal yapıya zarar verecektir. 

3- Jeolojik Yönden İtirazlarımız vardır

Ders almamız gereken en önemli husus Japonya`nın yaşadığı deprem sonucunda Fukişima`da yaşanan nükleer patlamadır. Keza tüm insanlığın gözü önünde yaşanan Fukişima tam bir dram örneğidir. İlk 24 saat içinde 20 km ÇAPINDAKİ tüm yerleşim yerleri boşaltılmış, YAKLAŞIK 210 BİN İNSAN, yerlerinden yurtlarından, anılarından, toplumsal belleklerinden hızla koparılmış, halk bölgeden tıpkı Çernobil gibi göç ettirilmiştir.

Aylarca santralin üzeri betonla kapatılamamış ve tüm dünya devletlerinden yardım istenmiştir.

Ecemiş fay hattı yakınında olduğu bilinen Akkuyu`da bir deprem durumunda yaşanabilecek acıları tahmin etmemek mümkün değildir.

4-Demokratik hukuk devletinin işleyişi konusunda itirazımız vardır. Hükümet halkın itirazlarını dikkate almadan santral yapmak hevesindedir. Üstelik dünyada yaşaman çevre bilimini hiç dikkate almamaktadır. Akkuyu`da halkın itirazları nedeniyle yapamadıkları ÇED toplantısını bile şu an yapmış gibi göstererek büyük bir hukuk skandalı imza atacak kadar hukukun dışına çıkılmaktadır. Halkın karara katılma hakkını hiçe sayan işleyişe itirazımız vardır.

5-Ekonomik nedenlerle itirazımız vardır.

Nükleer santraller tamamen dışa bağımlı enerjidir ve ayrıca çevresel ve toplumsal maliyetleri de hesaplanınca dünyanın en pahalı enerjisidir. Rusya ile olan antlaşma ise tamamen dışa bağımlılığın ve pahalı enerjinin göstergesidir ve de kabul edilemez bir durumdur.

Bizler Antalyalılar olarak Çernobil faciasının 26. yıldönümü olan 26 Nisanda Çernobil nedeniyle mağdur olmuş tüm insanlar, diğer canlılar ve doğanın mağdurlarını anıyor ve Çernobil`i unutmuyor ve de nükleere karşı çıktığımızı basın ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.