TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

TAKSİM DAYANIŞMASI 6 HAZİRAN 2012 BASIN AÇIKLAMASI

İSTANBUL
07.06.2012

Taksim Meydanına hep birlikte sahip çıkıyoruz ve her şeye rağmen çıkmaya devam edeceğiz...

Taksim Gezi Parkı‘na Topçu Kışlası inşaatını dayatan, istinat duvarları ve dalış rampalarıyla meydana yaya erişimini engelleyen Taksim Meydanı "betonlaştırma", "insansızlaştırma" ve "kimliksizleştirme" Projesi‘ne ilişkin plan değişiklikleri, Şubemizin de içerisinde yer aldığı Taksim Dayanışması Bileşenleri tarafından yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle yargıya taşınmıştır. Konu ile ilgili olarak 06 Haziran Çarşamba günü Taksim Gezi Parkı‘ndabir basın açıklaması yapılmıştır.

BASIN AÇIKLAMASI

06 Haziran 2012


Son yıllarda, insanlığın ortak değeri ve mirası olan tarihi, kültürel, doğal varlıklarımızın yok edilmesine ve/veya ruhunu kaybetmiş geleceğe yalan söyleyen kopyalar haline dönüştürülmesine yönelik uygulama ve kararlar giderek yükselen bir hızla artmaktadır.

Tarihi, doğal, kültürel değerlerin korunması konusunda yüzyılların kuramsal ve deneysel birikimleri sonucu oluşan evrensel ilke, kural ve belgeler hiç çekinilmeden gerçek anlam ve amaçlarından saptırılarak yapılan yanlış uygulamaları meşrulaştırma doğrultusunda kullanılmaya çalışılmaktadır.

Kentlerimizin tarihi, kültürel kimliğini ve toplumsal belleğimizi oluşturan ve koruma altına alınmış kentsel ve kamusal alanlarının, ortadan kaldırılmasını öngören projeler hazırlanmakta; devletin tarih, kültür ve tabiat varlıklarını, değerlerini korumak, bu amaçla destekleyici ve özendirici tedbirler almak yönündeki Anayasal görevleri göz ardı edilmekte, sosyal bir devletin asgari yükümlülükleri dahi yerine getirilmemektedir.



Aksine, kentimize dünya mirası niteliği kazandıran tüm değerler; kentsel topografya, peyzaj, siluet, tarihi, kültürel mimari miras alanları; bu değerleri korumak ve geleceğe aktarmakla görevli olan yerel ve merkezi otoriteler tarafından ulusal ve uluslar arası bilim ve meslek çevrelerinden
gelen bütün uyarılara rağmen tepeden inme kararlar ile yıkıma ve yok oluşa terk edilmektedir.

Ayrıca, bu uygulamalar, zaman zaman yapılan türlü müdahaleler ile istenilen sonuca göre koşullandırılmış plan ve kurul kararlarına dayandırılarak meşrulaştırılmaya çalışılmakta; siyasi ve idari otoriteler bu yolla yükümlülüklerinden kurtulmaya çalışmaktadırlar.

Bütün bu uygulamaların ürkütücü ve görülmeyen yanı ise; tüketim ve yağma kültürünün koşullarına göre düşünen ve yaşayan bir toplum oluşturabilmek adına toplumsal belleğimizin ve anılarımızın izlerini taşıyan tüm değer ve mekânların yok edilmesiyle geleceğimizin de ipotek altına alınmaya
çalışılmasıdır.

Kamusal ve toplumsal yararı sadece ekonomik fayda ve rantlar ile açıklamaya indirgeyen bu yaklaşımla; kentsel rantları esas alan bir kent kültürünün yanı sıra bu yolda yaratılan köksüz bir estetik ve tasarım anlayışı da topluma empoze edilmeye çalışılmaktadır.

Kamuoyunca da bilindiği gibi; çağdaş ve demokratik ülkelerde kabul edilemez bu karar mekanizmaları, bu kez "Taksim Projesi" adı altında karşımıza çıkmıştır. Bilimsel, teknik ve demokratik süreçler çalıştırılmadan kamuoyuna sunulan meydan düzenlemesinin geri dönülmez yanlışlara sebebiyet verecek olması nedeniyle "Taksim Dayanışması" olarak bir araya gelen bizler,
kamuoyuna "Taksim Meydanı"na sahip çıkacağımızı duyurmuştuk.

Başbakan tarafından seçimlerden önce "Taksim Projesi" olarak açıklanan, kamuoyuna yayalaştırma projesi adı altında ilan edilen Taksim Meydanı ile Gezi Parkını betonlaştırmayı, insansızlaştırmayı ve kimliksizleştirmeyi hedefleyen bu proje ile ilgili plan değişikliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi ve 2 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmıştır. Söz konusu plan değişikliği, çağdaş meydan düzenlemesi, ulaşım planlaması ilkelerinden bilim ve teknikten uzak, koruma ve hukuk kurulları ihlal edilerek ilan edilmiştir. Araç ve yaya güvenliğini tehdit bu plan değişikliği, battı çıktılar ve istinat duvarlarıyla, yaya erişimini engelleyen ve meydana çıkan tarihi caddelerin görsel ve yaşamsal bütünlüğünü yok eden bir yer altı şehri projesidir. 

Plan değişikliğine gayrihukuki bir şekilde eklemlenerek, kamuoyuna Topçu Kışlası ihyası adı altında yeni inşaatlar dayatılmaktadır. Hepimize açık, hepimizin hakkı olan, şehrimizin merkezindeki yegâne park alanı, depremdesığındığımız Gezi Parkı elimizden alınmakta, ağaçlar, yürüme, buluşma ve dinlenme alanları yine betonlaşmaya kurban edilmeye çalışılmaktadır.

Tüm bu gerekçeler ile Taksim Dayanışması bileşenleri ve semt sakinleri tarafından Büyük Şehir Belediyesi‘ne binlerce itiraz dilekçesi iletilmiştir.


Özet olarak bu dilekçeler ile;


-   14 Şubat 2012 günü tarafınızca askıda ilan edilen Yayalaştırma Projesine ilişkin 1/5000 ve 1/1000 Ölçekli Nazım ve Uygulama İmar Planları, içeriği itibariyle bir meydan düzenlemesinden ziyade bir yer altı kavşak uygulamasına yöneliktir. Planlar Taksim Meydanı‘na yaya olarak sınırlandıracak mekansal müdahaleleri içermektedir.

-   Meydana giriş noktalarında büyük istinat duvarlarıyla çevrili olarak tasarlanan dalış tünelleri, bulundukları istinat duvarlarının yükselmeye başladığı noktadan itibaren mümkün olmayacak ve caddelerin mevcut kimliği yok olacaktır.

-   Meydana giriş noktalarında dik bir şekilde araç trafiğini yer altına almak, büyük oyuklar yaratmak ve bunun sonucu olarak yayalar, servis yolları ve yer üstü hareketliliğini göz ardı etmek modern kentsel tasarım yaklaşımlarına uygun değildir.

-   Meydanın yaya erişimi bakımından sınırlandırılması ile Taksim Cumhuriyet Meydanı, şenlik, tören kutlama veya gösteriler için kullanılamaz hale gelecektir.

-    Araç trafiğinin yeraltına alınması, mevcut araç trafiğini arttıracak bir ulaşım kararıdır. Özellikle trafiğin yoğunlaşacağı saatlerde meydana gelecek sıkışmalar, araç gürültüsü ve egzoz salınımı açısından çevre sağlığını tehdit edecektir.

-     İtiraza konu olan plan değişiklikleri meydana ilişkin herhangi bir karar üretmemekte, avan proje ile uygulama yapılacağı belirtilerek Taksim Topçu Kışlası‘na işaret etmektedir. Taksim Gezi Parkı, Taksim Meydanı ile doğrudan ilişkili tek yeşil ve açık alandır. Bu alanın yapılaşmaya açılması, kamusal kullanımı sınırlandıracak ve bölgenin açık alan ihtiyacını göz ardı eden bir karardır.

-       Türkiye‘nin en önemli meydanı olan Taksim Meydanı için daha bütüncül bir yaklaşımla, Meydan üzerinde herkesin söz hakkı olması bilinciyle katılımcı bir sürecin işletilmesi ve Meydan için öngörülen vizyonun kamuoyu ile paylaşılması kent demokrasisi gereği olarak tüm İstanbulluların hakkıdır.

-    Yukarıdaki hususlar çerçevesinde yasal hakkım saklı kalmak kaydıyla,
İstanbul‘da sürdürdüğüm yaşamımı olumsuz yönde etkileyecek olması nedeniyle ve kentlilik hakkım gereği söz konusu plan değişikliğine itiraz ediyor ve bu plan değişikliğinin iptal edilerek konunun tekrar değerlendirilmesi için gereğinin yapılması"istenmiştir.

Ancak itirazları değerlendirmek bir yana;


12 Mart Pazartesi günü saat 11.00‘da, düzenlenen basın açıklamasının ardından Taksim Meydanı için hazırlanan İmar Planlarına yönelik en temel demokratik haklardan biri olarak tanımlanan; bireysel itiraz dilekçelerini teslim etmek isteyen Taksim Dayanışması bileşenleri, güvenlik görevlilerinin ve polisin engellemesiyle karşılaşmış, vatandaşlar yağmur altında bekletilmiş ve ancak gruplar halinde içeriye alınmıştır. Dilekçeyi teslim ettikten sonra binayı terk etmesi istenen grubun içinde yer alan TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesinin belediye çalışanı olduğunu belirtmesi üzerine kimlik bilgileri güvenlik görevlilerince kayıt altına alınmıştır. Bünyesinde çalışan bir uzmanın demokratik yollarla itiraz hakkını kullanmasına dahi tahammülü olmayan İBB yönetimi, bir hafta içinde Yönetim Kurulu Üyesini işten çıkartmıştır.



Taksim, bir bütün olarak koruma altına alınmış kültür varlığımızdır ve kentin en önemli kamusal alanıdır. Projenin acil olarak durdurulması ve Taksim‘i, daha bütüncül bir yaklaşımla, sahip olduğu sosyal, tarihi, toplumsal, kültürel ve ekolojik değerler göz önünde bulundurularak, evrensel kuram ve kurallara uygun, dürüst, şeffaf, katılımcı ve demokratik yöntemlerle düzenlenmeye davet ettiğimiz kent yönetiminin bu vurdum duymaz tavırları karşısında;



TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 14 Şubat 2012 tarihinde askıya çıkarılan "Beyoğlu İlçesi, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi‘ne ilişkin 17.01.2012 tasdik tarihli 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı Tadilatı"nın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açılmıştır.



Ayrıca bu davaların yanı sıra semt sakinleri ve dernekleri tarafından da imece yöntemiyle maddi kaynaklar yaratılarak bir dizi dava açılmış bulunmaktadır.

Dava aşaması henüz sürerken kamuoyunun neredeyse bir bombardıman gibi üst üste gelen sarsıcı gündemler ile meşgul olmak zorunda bırakıldığı son günlerde basında yer alan "Taksim Meydanı Projesi‘nin ikinci etabını oluşturan Topçu Kışlası projesinde de sona gelindi. Projenin Mimarı Halil Onur, projesinin son detayları hakkında. "Kışlanın avlusunda kitapçılar, kafeler olacağı için burası 24 saat işleyen bir cazibe merkezi haline gelecek" şeklinde açıklamaları ise; adı geçen şahsın kamu adına yürüttüğü İstanbul Sit Alanları Alan Yönetimi Başkanlığı ve Kurul Üyeliğini de göz önüne aldığımızda tüm bu açıklamaları ve kamuoyunu hiçbir şekilde dikkate almayan sorumsuz gelişmeleri hayret ve esefle karşılıyoruz.

Taksim Meydanı, Cumhuriyet dönemi kent düzenlemelerinin, mimarlık eserlerinin ilki ve belki de en önemlisidir. Taksim, tüm bayramlarımızı, sevinçlerimizi, tepkilerimizi, hak taleplerimizi dillendirdiğimiz emek ve demokrasi meydanımızdır.


Taksim Meydanına hep birlikte sahip çıkıyoruz ve her şeye rağmen çıkmaya devam edeceğiz.


Çünkü Taksim hepimizin!

Okunma Sayısı: 916